SEVGİYLE

Dilinizi temiz tutunuz, arkadaşlarınızın kulaklarını kirletmeyiniz.

Grigoriy Spiridonoviç Petrov/ Beyaz Zambaklar Ülkesinde

Zamanı kötü sözlere, kırılmış kalplere bırakacak kadar cömert değil hayat. Güzelleştirmeye başlamak lazım bir yerinden, kötülüklerden arındırmak.

Her daim başlangıç noktası kendimiz değil miyiz? Kendine yapılmamasını istediğin bir şeyi başkalarına yapma diye öğretilir ya, daha açık olup kendimize davranılmasını istediğimiz gibi davransak daha kolay olmaz mıydı her şey.

Ağzınızdan çıkan her söz hayatınızı şekillendirir.

Temizliğe önce düşüncelerimizden başlayalım, güzel düşünelim, güzel konuşalım, güzel yaşayalım.

Bunu kendi hayatımızda başlattığımız zaman etrafımıza da yayılacaktır.

Kim evinin, odasının, arabasının ya da kendinin kötü kokmasını ister. Kötü sözler de sizi pis kokutuyor. Toplumumuzda maalesef kültür haline gelmiş, dilinizde iyi bir şey gibi dolaştırdığınız argo sözler, küfürler de...

Kokuyorsunuz...

İşte bu içinizin dışa yansıması...

Kötü kokuları temizleyip yerine çiçekler dikelim.

Güzel cümleler ekleyelim her gün çiçekler yerine, güzel davranışlar ve kocaman bir gülümseme.

Sizlerin etrafa yaydığı koku ya çöplüğü yada çiçek bahçesini yansıtır. Ağzınızdan çıkan her sözün kişiliğinizi yansıttığı gibi.

Peki çöplük kokan bir yerde yetişen bir çocuğun çiçek kokmasını bekleyebilir miyiz?

Ya argo sözlerle, hakaretlerle, küfürlerle yetişen bir çocuğun, saygılı, iyi yetişmiş, düzgün olmasını bekleyemeyeceğimiz gibi.

O yüzden ağzınızdan çıkan her söz kıymetlidir, geleceğinizi, çevrenizi, hayatınızı değiştirir.

Neredeyse hepimiz günümüzün çoğunluğunu çalıştığımız iş yerlerinde geçiriyoruz.

Tahammülsüzleştiğimiz bu devirde, bakışlarımız bile kavga ediyor.

Peki neden ortalama ömrümüzün 70-80 yıl olduğu bu dünyada hayatı birbirimiz için zorlaştırıyoruz, değerli saniyelerimizi yüksek sesle, asık suratla, sinir ve stresle geçiriyoruz.

Kim böyle yaşamak ister ki?

Siz ister misiniz? O zaman önce kendinizden başlayın, devamı gelecektir.

Doğru örnek olabilmek, sevgiyle yaşayabilmek, huzurla çalışabilmek için bir adım atmanın zamanı gelmedi mi?

Behiye Yaraşcı